1 Nisan 2012 Pazar

Sıkıntıdan televizyondaki gece yarısı saçma romantik komedilerini izlemek...

   Bence bu isimde bir öğreti olabilir. Çok garip bir şey değil çünkü özellikle yaz ayının gelmesiyle artan gece yarılarına hatta sabahlara kadar oturma muhabbetlerinde evde tıkılmış durumdaysanız iki seçeneğiniz var, "Doktorlar" veya "Gece Yarısı Filmleri". İstemesen de fena sarıyor ikisi de o ayrı. Sonuçta zaten "peh.. pöf..." şeklinde sinyaller vermeye başlayan körpe zihinler moronlaşmaya başlıyor. Keşke etrafta kalk yerine yat şeklinde komutlar verecek annelerimiz olsa. Hem boş işlerle uğraşmak, televizyon izlemek zorunda kalmazdık hemde üç dakika bir telefona bakıp boş ekranla yüz yüze gelince "fuck you" demezdik içimizden ya da bilgisayar ekranıyla bakışırken hiçbir hareketlilik belirmeyen ekrana hareket getirmek için kral oyunu açmazdık. Neyse ne sonuçta yapıyoruz bunları. Bir nevi sarhoşluk durumu, bilincinin dışında hareket etme tripleri. Çünkü yatmak için çok uyanık ama kitap okumak için çok yorgun ve uykusuzsundur. Fight Club adlı filmin başlarında dönüyordu böyle bir muhabbet şimdi hatırladım. Peki ben şuan niye bu kadar boş şeyler yazıyorum. Çünkü bilmiyorum, bilsem yazmazdım herhalde. Hem bu da yukarıda belirttiğim sarhoşumsulukla aynı kafa o yüzden tam olarak yazdıklarımdan sorumlu tutulamam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder